14 Aralık 2012 Cuma

Unutmamak gerekir ki her eski yeniniye gebe olan bir anadır.
Unutmamak gerekir ki her eski yeniniye gebe olan bir anadır.

18 Kasım 2012 Pazar

   
Celaleddin in kafilesi  Lejyon kampına girdiler Kapıda kocaman  ağzında oz damgası tutan bir kartal resmi vardı.Kafile  kampın avlu kısmına gelince 4 gündür yürüyen ayaklar burada durdu.Kafile nin başında bulunan General Magnus  yüksek bir yere çıktı.Orada bir konuşma yapacaktı:
-Selamlar size  ey Geleceğin kara kurtları ! Ben vali Sezar ın sağ kolu Magnus Galius erder .Ama artık isimlerin bir önemi yok.Siz sadedce Reich in bir parçasısınız! Bunu sakın unutmayın ! Şimdi kollarınıza bandlar takılacak .Ve siz o bandlarda ki sayılarla özleşeceksiniz.Artık size kim olduğunuzu sorunca  bize değersiz sefil kokuşmuş isimlerinizi değil asil rakamları söyleyeceksiniz .Anlaşıldımı ?
-Anlaşıldı Kumandanım !
10 asker bu sözlerden sonra kafilenin iki tarafına bölünerek 'tazelere' rakamlarını dağıttılar.Celaleddin e 100-x gelmişti.Düşünüyordu Celaleddin .Ama kendsinin akıbetini değil .Artık alışmştı  bu kader oyunlarına.Babasını hiç görememişti.Bir gün okuldayken babası  führerin köpeği   olan bir çocuk  'biliyormusun 'demişti .'Senin baban bir asiymiş.Ulu führer e baş kaldırmış.Ve sonrada bir dağ eteğinde öldürülmüş.Babam senin babanı öldürülenlerin başındaymış.' Bu laflardan sonra Celaleddin çocukla kavga etmişti.O zaman babasının bir asi olduğu onun için bir utanç kaynağıydı.Şimdi ise bir gurur kaynağı olmuştu.Evet babası bu kan emici 'Führer' in bir iti değil dağlarda asi bir kurttu.Hem de bunlar gibi kara değil Boz du .Ve o babasının kendine bıraktığı mirası sahiplenecekti. Kafileyi gruplara böldü. O -X  grupuna dahildi.Grub patika bir yola   girdi.Yolun sağı solu Çadırlara , evlere  bölünmüştü .Sonunda  grupun önünde ki subay durdu.
- Numarası onun katları olanlar sağda ki büyük çadıra geçsinler.
Celaleddin ve 15 kişi  çadıra gittiler.Orada  diğerliyle tanıştı.
-Selam arkadaş .İsmin ne ?
-X -40 senin
-Boşver şu itlerin sana verdiği ismi  gerçek ismini söyle
-Alaaddin senin ki ?
-Celalleddin Söylesene hangi eyaletten geldin?
-Smirina  sen  ?
-Bitinya
-Bilirmisin Alaadin bilirmisin? Bir zamanlar  bu isimler  Türkçeymiş .Yani bizim kendi dilimizde.Şimdi bu ne idiğü belirsiz isimleri var.Bunun suçlusu biziz .İlk önce kendimizi böldük.Bir  olamadık.Sonra yutulduk.Değiştik.
-Öyle olmuş.
Evet öyle olmuş.Ve şimdi onların torunları biz bir savaşçı köleleriz.
-Daha başka ne yapabiliriiz ki ?
Bu arada dışardan üstlerinden geçen son model 45-ase   hayalet şahin  uçağının  gürültüsü geliyordu.
-Asi!
-Saçmalama .Sen kendini öldürmek mi istiiyorsun? Az önce geçen uçağın sesini duymadın mı a arkadaş?
O uçak  100000 mil öteden hedefi görmeden isabetli atış yapıyor.Adamların elinde böyle bir canavar var .Sende  ha sende ne var  a salak sende ne var ?
Elini kalbine bastırdı
-Bu var .Bu var bu .Cihanları yok eden cihanları ele geçiren bu !
 BÖLÜM SONU

29 Ekim 2012 Pazartesi

Cumhuriyet Ve gençlik 
Öncelikle 2. Ergenekonumuzun yıldönümü kutlu olsun.Çünkü Cumhuriyetin ilanı demek Türklüğün sıkıştığı mağaradan çıkmasıdır.Türk 89 yıl önce ecnebi ordularını devirmiş ve vatanından kovmuştur .Ve bunu bir Bozkurt önderlğinde yapmıştır .Fakat ne yazık ki 
Bozkurtun ölümünden sonra düşmanlar bu sefer yine saldırmıştı.Fakat bu saldırış eskisi gibi top tüfekle değil önce neşr
iyatla sonra televizyonla şimdi ise sosyal medya yoluyladır.

Türk genci son yüzyılda Amerikan Yankee kültürünün işgali altındadır.Artık gençlerin kıblesi Kabe değil New York tur .Artık Türk kelimesi sadece Anayasada ( Ordan da kovulacak ) ve Ülke isminden ibaret !

Bunun suçu kimde ? Açıkca söylemek gerekirse bu cinayetin failleri gençlik, Sanatçılar ve Yöneticilerdir. Yıllardan beri sanatçı geçinen şahışlar milli değerlerle alay etiler onları karikatürize hale getirdiler.Ama yabancının değerini ,giysisini , müziğini -haşa- İlay ı kelimetullahmış gibi memlekete soktular.Ve günübirlikçi yöneticiler bunlara göz yumdular.Çünkü onlar için halk sandığı dolduran sürüden ibaretti.
Ve sen Türk genci ! Yıllardan beri bunları sahiplendin.Ve kültür savaşında sen tek kurşun atmadan teslim oldun.Bu saldırılara karşı sen Türkmen yaylarına , Köylere ineceğine sen Washington menşeli kanallarda , barlarda, diskolarda , İnternet sitelerinde sattın.Bunu yaparken modern hale geldiğini sandın.Halbu ki sen artık Kapitalizmin kölesiydin.

Şimdi sana bağırıyorum.Yıllardır taptığın ABD bir balondur.Patlat.Köyüne , obana ,kendine dön.Kendini ara , Atalarını ara ,Allahını ara .Ve bul kendini bul atanı kendi içinde gör Allahını
N.B.Ş

14 Ekim 2012 Pazar

Bir Adamla sohbetler 
Bizim Bandırma da gezerken bir adamla karşılaştım.Uzun boylu hızlı bir adamdı.Bendeniz kahvede otururken yanıma geldi.Bana dikkatle baktı.Herhalde yaşımı tahmin ettti.Karşımda ki sandalyeye oturdu.Ve biz orada bir sohbete başladık
-Sigarandan verir misin?
-Ben sigara içmem ki 
Adam şaşırdı.
-Allah Allah.Senin yaşıtların tren gibi duman tüttürürken sen burada oturuyosun.
-B
enim yaşıtlarım kendilerini unuttular.
-Dolusun herhalde bu konuda.Bende öyleyim.Ama dolu olmak fayda etmiyor ki .Onlar hala geziniyorlar.Ve rezaletlerine 'Aşk' gibi 'Dertli olmak gibi' ulvi kılıflar buluyorlar.Ama hakikatte aşk dedikleri şehvetin ve terbiyesizliğin yeni halidir.Onları dertleri ise sana söyleyim paralarının alacakları NIKE yada Adidas marka ayakkabılara yetmemesidir.
-Peki bunlar nerden geldiler?
-Ne yazık ki içimizden evlat içimizden.Biz onlara izin verdikçe rezaletlerini görmezlikten geldikçe onlar kudurdular.
-Beyefendi her gençliğin fikirleri olur.Mefkureleri olur.Bunların fikri dayanağı ne ? Mefkureleri ne ?
-Asıl sorun bu.Benim gençliğimde evlat gençlik Türk milliyetçisiydiler.Yada solcuydular.İkisinin de amacları yollar farklı olsa da ülkeyi kurtarmaktı.Şimdi ki gençlik ise böyle ulvi kavramlardan bihaber.Yeni şekillenen beyinlerinde tek düşünce gününü gün etmektir.

Bir adama tam bir soru daha soracaktım ki Bir adamın telefonu çaldı.Telefonuna baktıktan sonra bana :
-Bugünlük bu kadar kafi evlat.Allaha emanet ol dedi.
N.B.Ş

10 Ağustos 2012 Cuma

Turan kurultayı  Ma aristanda başladı.Buda resmi sitesinin adresi : http://kurultaj.hu/

5 Ağustos 2012 Pazar

2 Gün sonra
Lejyonlar kasabanın girişinden başlayarak bütün evlerini kapılarını çalarak yada zorla açarak 15 yaşında ki erkek çocuklarını  almaya başladıklarında Celaleddinin annesi 'Acaba bizim evin kapısını da çalarlar mı ?' diye içinden geçirdi.Fakat kendi düşüncesini kendisi yalanladı.Nede olsa Celaleddin asi bir babanın oğluydu.Orduya asi birinin veledi gerekmezdi herhalde ! Fakat bu avunması kapının çalınmasıyla sis bulutu gibi dağıldı.
-Heinrich asian wolf  lütfen dışarıya çıkın ulu führerin ordusuna katılacaksınız.
Führer herkesin  Ari mongol ismi almasını zorunlu hale getirmişti.Onun için Celaleddin in  resmi ismi Heinrich ti .Annesi Celaleddin nin odasina girdi.
-Oğlum  seni o zalim ordunun  bir parçası yapmam.Kaç dağlara kaç durma haydi  kaç
Celaleddin annesine ilerledi.
-Anne babamın intikamını onların içine  girerek alabirim.Göreceksin o  şeytanı tahtından ben indireceğim
-Hayal bunlar.Düş.Napabilirsin ? Onlar bin sen bir
-Nolur sus.Hem ben yalnız değilim
-Nerdeler?Nerde senin ordun ?
-Benim ordum yok ama  ruhum var.Bir insan ruhu olduğu sürece bir devlet manevi gücü olduğu sürece güçlüdür.Hem birinin ateşi yakması lazım.
-Baban yaktı.Fakat o yandı.Şimdi arkasında kim gidiyor?Kim onun düşüncelerini savunuyor?
-Ben! Biz !
-Siz kimsiniz?
-Özgürlük kuşunu ellerinden kaçırmış.Ve geri almak isteyenler !Şimdi önümden çekil !
-Mezarın belli olmayacak .Hem onlar seni kendilerine benzetirler.
-Onlar sadece kopya ben ise  sadeyim.Onlar Führerlerine hayran mankurtlar.Ben ise düşünüyorum.Hiçbir mankurt beni kendi gibi yapmaz! Buna ben izin vermem!Diyorsun ki mezarın belli olmaz.Bizim mezarımız belli Tanrı dağı
Odasından çıkarak koridordan geçti.Kapıda ki askerlere
-Hazırım.dedi.

2 Ağustos 2012 Perşembe

Biz çok şansızız aslında çeşmelerden rahatça    çeşmelerden su içemiyoruz.Rahatça çiftleşeşiyoruz belki ama sevdalanamıyoruz.Bütün iyiler atlara binip gittiler

31 Temmuz 2012 Salı

                 Üsküdar Yanarken 
Yanarken Üsküdar ateşimle 
Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak 
Gidiyorum elimde bir bavulla 
Giderken ben yok ardımda anılarımda eşimde 
Hayallerimizin peşinde giderken kimimiz 
Tanrı dağlarını kimi de Mamağı boyladı 
Gidiyorum kalbimde cam kırıkları 
Her hareketimde beynimi kırmızıya boyadı 

İçim acıyor içim böyle mi olacaktık ?
Halbuki bizim hayallerimiz Dünyayı kaplıyordu
Bizde sevdalanacaktık gönül eğlendirecektik
Günümüzü gün edecektik
Olmadı olamadı
Şimdi Üsküdar yanarken ben kaçıyorum
hala anlayamıyorum
Biz Türk polisinden mi kaçacaktık ?
Dünya çarpışacaksa bunun yeri Suriye değil Basra Körfezi ve      Kafkaslardır.Çünkü Doğunun atardamarları  buralardır.Abd ihtimal dahilindedir ki bu atardamarları kesmek için Ortadoğuda oyalama oyunları oyunları

29 Temmuz 2012 Pazar

Yabancı ülkelerin kültürlerinin üstün olmasının sebebi onların kendi tarihlerine  ,geleneklerine,dillerine saygı duymalarıdır.Fakat bizde tam tersi.Kendimizi komedi anlamında yeriyoruz.Köylerimizi beldelerimizi yok etmeye çalışıyoruz.Kültürel izlerimizi  ortaya   çıkartacağımıza  daha  çok  o  izleri yok  ediyoruz.İşte bunun için hala Türk denince az da olsa fes deve geliyor.Kendimize yaptığımız bir hakaret ise batı kendini Da vinciyle  ,bilim ile tanıtırken biz kendimizi yemek le tanıtıyoruz

28 Temmuz 2012 Cumartesi


Ve Arz(Dünya) Göğünü, korunmuş tavan kıldık, onlar onun(Göğün) ayetlerinden yüz çevirirler.
[ENBİYA(21)/32] 
HADİSDE MANYETİK KALKAN
Ebu  Hureyre (r.a.), Allah'ın Elçisi'nden(s.a.v.) şöyle rivayet etmiştir: "Allah'ınElçisi (s.a.v.), Ashabı ile birlikte oturmakta iken üstlerine bir bulut geldi ve bunun üzerine Allah'ın Elçisi (s.a.v.) : "Bunun ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar da "ancak Allah ve Elçisi bilir!" dediler. Rasulullah buyurdu ki: "Bu, buluttur! Bu bulutlar, toprağın sulayıcısıdırlar. Allah onları, kendisineşükretmeyen ve dua (ibadet) etmeyen topluluğa da gönderiyor." Sonra, "üstünüzde ne var, biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar da, "ancak Allah veElçisi bilir!" dediler. Allah'ın Elçisi buyurdu ki: "ORaki(*) (Manyetosfer) dir ki; korunmuş bir tavan ve önü alınmış bir dalgadır." ...  
 (*):Raki: Şaşırtan, şaşkına çeviren, hedefine nişan alan, süratli, yamayan, tamir eden,(manyetosfer).
Kaynak: Sünen-i Tirmizi, C.5, S.397-399


 Değişik bir konu bakmak gerek

DÜNYA'YI KORUYAN MANYETİK KALKAN: "MANYETOSFER"


Yıldızımız GüneşDünya'daki yaşamın vazgeçilmez unsuru. Ancak Güneş'in tüm ışınları da yararlı değil. Zira, Güneş, herhangi bir canlıyı çok kısa sürede öldürebilecek dozda ışıma yapıyor. Ayrıca, saniyede 450 km hızla ilerleyen Güneşrüzgârıyla, çok sayıda yüklü parçacık her yöne saçılıyor. Ancak Dünya'yı bu parçacıkların etkisinden koruyacak olan bir kalkanımız var: Dünya'nın manyetosferi.
Güneş; elektromanyetik ışımanın en uzun dalga boylu bölümünü oluşturan radyo dalgaları ile görünen ışık ve x ışınıgibi ışınımın yanında; plazma olarak adlandırılan elektronların ve iyonların (protonlar ve bazı daha ağır atom çekirdekleri) karışımından oluşan başka bir ışıma daha yapar. Sıcaklığı 100.000 Kelvin'i bulan plazmanın kaynağı,Güneş'in atmosferi yani taç katmanıdırPlazmayı içeren Güneş rüzgârı, saniyede yaklaşık 450 km hızla, gezegenler arası ortamda ilerler. Güneş'ten en azından 70 astronomi birimi(*) uzaklara kadar ulaşabilir.

Güneş rüzgârı
Dünya'nın yörüngesine ulaştığında, sakin koşullarda iyon ve elektron yoğunluğu 1 cm3e beş parçacık düşecek kadardır. Bu yoğunluk, Güneş'e olan uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Güneş'in etkinliğine bağlı olarak buyoğunluk belli dönemlerde artar ya da azalır. Koruyucu kalkanlara sahip olsak bile, Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların yaşantımıza olumsuz etkileri vardır. Bu, özellikle elektronik aygıtların yaşantımızın ayrılmaz birer parçası olduğu; uzay uçuşlarının gerçekleştirildiği son birkaç on yılda belirginleşti. Güneş'in etkinliği, radyo ve televizyon yayınlarında parazitlere, bazı elektronik aygıtların bozulmasına; elektrik şebekelerinin aşırı yüklenerek işlemez hale gelmesine yol açabiliyor. Doğal olarak Güneş rüzgârının, yörüngede dolanan uydular üzerinde etkisi daha fazladır. Onların atmosfer gibi bir kalkanları da yoktur.

Güneş rüzgarları
nın dışında, süpernovalar gibi kısa sürede, çok yüksek enerjinin ortaya çıktığı patlamalarda da, çokyüksek enerjili parçacıklar evrenin her yanına savrulur. Bu parçacıklar da, Güneş'ten gelen parçacıklar gibi, canlılar için ciddi birer tehdit oluşturur. Ancak, bu parçacıklar, yeryüzüne ulaştığında, Dünya atmosferindeki gazla etkileşime girerek, enerjilerinin büyük bölümünü yitirir.

1950'li yıllarda, Güneş'ten yeryüzüne ulaşan parçacıkların sayısında, dönemsel bir değişim olduğu anlaşıldı. Yaklaşık 11 yıllık bir döngüyle Güneş'in etkinliği değişiyor. Bu değişim, yükseklere çıkıldıkça daha da belirgin oluyor. Atmosferindışına çıkıldığında çok daha belirgin oluyor. Atmosferin hemen üzerinde etkinliğin en yüksek olduğu dönemde kozmik ışıma yoğunluğu, en düşük olduğu dönemdekinin iki katını aşıyor. Hatta bu ışımanın yoğunluğuGüneş parlamasısırasında birkaç yüz katına çıkabiliyor.
GEZEGENLER VE MANYETİK ALANLARI
Güneş, enerjisini, çekirdeğindeki nükleer tepkimelerden sağlar. Bu enerjinin, Güneş'in iletken gaz yapısında oluşturduğu çalkantılar, güçlü bir manyetik alana sahip olmasına yol açar.

Güneş'in yanı sıra gezegenler, nükleer enerji kaynaklarına sahip olmadıkları halde manyetik alana sahiptirler. Bu konuda birden fazla görüş vardır. Görüşlerden bir tanesi, Güneş Sistemi'nin oluşum aşamasına dayanıyor. Buna göre, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, gezegenler soğuyup katılaşmadan önce, Güneş'in güçlü manyetik alanı onları etkileyip, birer manyetik alana sahip olmalarına yol açmış olabilir. Böylece demir gibi bazı mineraller, ya da onları içeren moleküller, manyetik özellikler kazanabilir. Eğer, bir cismin içindeki bu mineraller ya da moleküllerin manyetik kutupları, aynı doğrultuda yerleşmişse, cisim bir mıknatıs olur.

İkinci görüş ise, gezegenlerin bir dinamo gibi davranarak kendi manyetik alanlarını oluşturdukları yönündedir. Birdinamo için, bir manyetik alan ve bunun içinde elektriği iletebilen dönen bir gövde gerekir. Nitekim Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenler, (belki Venüs hariç) ve pek çok büyük uydu bunu sağlayabilecek yeterli dönme hızına sahiptirler. Ayrıca bu gökcisimlerinin çeşitli katmanları elektriği iletiyor. Bu, Dünya gibi karasal gezegenlerde veuydulardakaya-demir karışımı ergimiş çekirdekleJüpiter ve Satürn'de, basınç ve sıcaklık altında metal özelliği kazanan hidrojenle; ya da Uranüs ve Neptün'de olduğu gibi, su, amonyak ve metan karışımı katmanlarla sağlanıyor.

Manyetik alana
 sahip, karasal gezegenlerin (MerkürVenüsJüpiter'in uydusu Ganymededinamoları, güçlerini,kütleçekimiradyoaktif elementlerin bozunması ve bazı kimyasal tepkimelerden alıyor olabilir. Dev gezegenlerse, zaten içlerindeki sıcaklığı çok iyi korumuş olduklarından, içerideki çalkantı, yeterli gücü sağlıyor olabilir. Dinamoların nasıl çalıştığına dair oluşturulan kuramlar, genelde karmaşık. Bununla birlikte 1955'te, Eugene Parker'ın ortaya attığı senaryo daha anlaşılır nitelikte. Dönen bir sıvıda olduğu gibi, bir gezegenin içinde ergimiş halde bulunan madde dediferansiyel dönme yapar. Yani, merkezi dış katmanlara göre daha hızlı döner. Bu şekilde hareket eden iletken madde, çekirdekteki manyetik alanı güçlendirir. Eğer bu iletken katmanlar yeterince sıcaksa ve çalkantılıysa, bu da varolan manyetik alanı güçlendirir. Böylece bir gezegen dinamosu oluşur.
"MANYETİK ALAN KALKANI" NASIL OLUŞUYOR?
Manyetik alan, Dünya'nın akışkan olan Dış çekirdeğindekikonveksiyon (dolaşım) akımlarıyla oluşur. Dış çekirdekteki dolaşım zaman içinde, Uyarıcı Dinamo Hareketi denilen manyetik alanımeydana getirir.

Dünya
'nın manyetik alanı, her ne kadar içine yerleştirilmiş dev birmıknatıs ile temsil edilebilir gibi görünse de, böyle bir şeyin gerçek olması mümkün görünmemektedir. Dünya, çekirdek kısmında büyük demir rezervlerine sahiptir. Fakat çok yüksek sıcaklıklar,kalıcı mıknatıslığın oluşmasını engeller.

Dış çekirdekteki akışkan mağmanın hareketi, dış bir etki ya da elektrik akımı olmadan nasıl oluşabilir? Bu soru halen cevapsızdır. Bu nedenledir ki, günümüzde yerin manyetik alanının
 oluşmasını, tutarlı biçimde açıklayan bir teori yoktur. Mevcut teoriler tatmin edici değildir.  

Bir gezegenin manyetik alanı, biraz daha karmaşık olabilmekle birlikte, basit bir çubuk mıknatısınkine benzetilir. Kuzey ve güney olarak adlandırılan iki kutbu vardır. Gezegenlerin manyetik kutupları, genellikle dönüş eksenine yakındır. Dünya'nın manyetik kutbuyla kuzey kutbu arasında 11°, Jüpiter'inkilerde 10°, açı vardır. Satürn'ünkilerse hemen hemen çakışıktır. Uranüs ve Neptün, burada ötekilerden ayrılır. Eksenler arasındaki açı Uranüs'te 58,6°,Neptün'de 46°dır. Manyetik alanların yönlerinin, neden dönüş eksenleriyle çakışmadığı meselesi de pek anlaşılmış değil. Üstelik, Merkür ve Dünya'nın manyetik alanları öteki gezegenlerinkiyle ters yöndedir.
MANYETİK KALKANLAR
Bizi Güneş'ten ve diğer yıldızlardan gelen zararlı ışınımdan koruyan en önemlikalkan, manyetik alandırManyetik alanın, gezegenin çevresinde oluşturduğudoğal kalkana manyetosfer deniyor. Tüm gezegenler için basit bir manyetosfertanımı:
"Bir gezegenin kendi manyetik alanının oluşturduğu, elektrik yüklü parçacıkları içeren katman" şeklinde yapılabilir. Manyetosferlermanyetik alanın yapısına bağlı olarak yaklaşık küresel biçimdedir.

Manyetosferlerin
 Güneş rüzgârıyla karşılaştığı yerlerde, yay biçiminde bir şok dalgası meydana gelir. Şok dalgalarının oluşabilmesi için bir cismin, ona doğru gelen rüzgâr içinde yayılan dalgalardan daha hızlı ilerlemesi gerekir. Böylece Güneş rüzgârı, karşısındaki manyetik kalkanı fark edemez. Fark edemeyeceği ve çevresinden akıp gidemediği için de onunla çarpışır. Şok dalgasını geçen plazmamanyetik alanın etkisiyle ve Güneş rüzgârınınoluşturduğu basınçla, gezegenin arkasında bir kuyruk oluşturur. Dünya'nın manyetik kuyruğunun uzunluğu, birkaç milyon kilometreyi bulabilmektedir. Ayrıca plazmanın Dünya'ya en çok yaklaştığı yer, manyetosferin Güneş'e bakan yönüdür. Çünkü burada Güneş rüzgârı manyetosfer üzerinde basınç oluşturur ve onu iterDünya'dan bu nokta, yaklaşık 64.000 km uzaklıktadır. Bu, kalınlığı ortalama 300 km olan atmosferle karşılaştırıldığında, çok yukarıda kalır. Bir gezegenin manyetik alanı ne kadar güçlüyse, manyetosfer de o denli büyük olur.

Manyetik alanların
 dolayısıyla da manyetosferlerin biçimine baktığımızda manyetik alan çizgilerinin, manyetik kutuplarda gezegenlere dik girdiğini görürüz. Bu, manyetik alanın yapısından kaynaklanır. Düzgün yapıdaki manyetik özelikler taşıyan tüm cisimler için geçerlidir. Manyetosferler, önemli miktarlarda plazma içerir. Kutuplarda buplazmakısmen de olsa gezegenle buluştuğundan, atmosferin üst kısımlarıyla etkileşime girer.
DÜNYA'NIN MANYETİK KALKANI "VAN ALLEN KUŞAKLARI"
Kutuplara yakın yerlerde gözlenen, kutup ışıklarımanyetik alanınve manyetosferin varlığını gösteren,belirgin ipuçlarıdır. 1907'de, Carl Stormer adlı bilim adamı, elektrik yüklü parçacıkların,manyetik alan içinde hapsedilebileceğini göstermişti. Herhangi birdurgun manyetik alan içindeki parçacıkların üzerindeki kuvvetler, bu parçacıkların, manyetik alanın içinde, yay biçimli yollar izlemelerine yol açıyordu. 

1958 yılında, ilk uydulardan, Explorer 1 ve 3 uydularının, algılayıcılarıyla yapılan gözlemlerde, James Van Allen ve öğrencileri,Dünya'nın çevresini saran, elektrik yüklü bölgeyi, gözlemeyi başardılar. Daha sonraki gözlemlerde, parçacıkların temelde, iki ayrı bölgede yakalandığı keşfedildi. Bunlar, biri içte, biri de dıştaDünya'yı saran iki kuşakta yoğunlaşmıştı. Bu kuşaklara, Van Allen Radyasyon Kuşakları dendi.

Manyetik alandan
 oluşan manyetik alan çizgileri, Kuzey Kutbu'dan çıkar, dev yaylar halinde Dünya'nın çevresine yayılır ve Güney Kutbu'nda tekrar Dünya'ya girer. Allen Radyasyon Kuşakları'ndaki parçacıkların bir kaynağı da, kozmik parçacıkların ve Güneş'ten gelen yüksek enerjili parçacıkların, atmosferin üst katmanlarından koparttığınötronlardır. Böylece, uzaya savrulan parçacıkların küçük bir bölümü, elektronlara ve protonlara ayrışır. Bu parçacıkları, manyetik alan hemen yakalar. Parçacıkların manyetosferde ne kadar kalacakları, bulundukları bölgedekimanyetik alanın kuvvetine bağlıdır. Manyetik alan kuvvetiDünya'ya yakınlaştıkça artar.

Manyetosfer, manyetik alan çizgileri
, boyunca ilerler. Alan çizgilerinin atmosfere girdiği yerlerde, yani kutup bölgelerinde,yüklü parçacıklar, atmosferin üst katmanlarında, atmosferdekigazlarla etkileşime girer. Bu bölgelerde, kutup ışıklarınıngözlenmesinin nedeni budur. Manyetik alanın, Güneş rüzgarıylakarşılaştığı yerde, yay biçiminde bir şok dalgası oluşur. Yüklü parçacıkların bir bölümü manyetik alan içinde yakalanırken, bir bölümü de bir uçağın çevresinden akıp giden hava gibi,manyetosferin çevresinden akar. Bunun sonucunda, Gezegen'in arkasında, uzunluğu birkaç milyon km.yi bulabilen bir kuyruk oluşur.
SONUÇ
Özetle, Güneş'ten ve uzaydan, Dünyamıza gelen öldürücü kozmik ışınlar, Dünya'nın etrafındaki bu koruyucu kalkanıgeçemezler. Dünyanın onbinlerce kilometre uzağında, manyetik halkalar çizen Van Allen kuşaklarıDünyayı, bu öldürücü enerjiden korumaktadır. Güneş plazma bulutlarının, Hiroşima'ya atılan atom bombasının 100 milyar katına eş değer olduğu hesaplanmıştır.

Van
 Allen kuşakları gibi, Dünya Atmosferi de, Dünya'yı, uzayın öldürücü etkilerinden korumaktadır. Bir taraftanmeteorlardan korurken, diğer yandan Dünya'nın ısısının ayarlanmasına yardımcı olur ve bizi dondurucu soğuktan korur. Yine atmosfer, bir taraftan ozon tabakasıyla, zararlı ışınları süzerken; diğer taraftan zararsız ışınlara, radyo dalgalarına, görünür ışığa ve belli oranda ultraviyole ışınlarına izin verir. Böylece, bitkilerin fotosentez yapmaları, tüm canlıların yaşamlarını sürdürmeleri ve Gezegenimizde hayatın devam etmesini sağlamış olur. Sonuçta, Dünya'nınüzerinde, kendisini sarıp kuşatan ve dış tehlikelerden koruyan mükemmel bir sistem(koruyucu tavan) vardır.

27 Temmuz 2012 Cuma

Gezegenlerin dönmesinin nedeni   bana göre gezegenlerin kendi aralarında ki manyetik güçtür.Gezegenler kendi potansiyel enrejilerini diğer gezegenlerle paylaşarak birbirleriyle etkileşip dönüyorlar .

26 Temmuz 2012 Perşembe

Ben çıkıyorum.İnşallah yorum yazarsınız buna :İnsan nedir?
-Eric nerdeyim ben ?
-Sizi geri getirdik Führerim
-En son silah sesini hatırlıyorum
-Ben Thomas alvan.Sizi geri getirmemizin nedeni bizim için çalışmanızı istememiz .
Şuh bir kahkaha  tam deyimle dayı inletti.
-Aptallar  führer kimse için  çalışmaz.Eric bitir şu zavallıların işini
iki kurşun Thomas ın ve Adamın  kafataslarını deldi.
-İyi ki ölmeden önce sanabu görevi verdim.
-Buanı yaşamak yıllarımı verdim führerim.Ve sonunda başardım.Fakat bir sorunumuz var.3.Reich i kurarken siz de olan beden maalasef yakıldığı için  siz Asyanın  şeytanın bedenindesiniz.
-İyi ya Asya şeytanının beyni ve bedeni Avrupa şeytanın ruhu  önümüzde kim durabilir  ? haa
Kahkasının etkisiyle bardak yere  düşüp kırıldı.

30 yıl sonra
Kara kurt  lejyon birlikleri  köyün  ortasından geçerken Celaleddin evinin pencersinden onlara yabani  hayvanlar gibi bakıyordu.  gibi bakıyordu.
--Komm schon, auf schwarzen Wölfe kommen
  Laßt uns kämpfen für den Führer
  Noyan Tasche, Himmler, Gaytu,
Rudolf, Camoka
Sie sind Freunde von mein führer
Auf, lasst uns den Kampf schwarzen Wölfe
Diese letzte Schlacht

Was für ein schöner Kampf für den Führer
(-Haydi  kara kurtlar haydi 
 haydi führer  için savaşalım 
 Cebe noyan, Himmler , Gaytu, 
Rudolf, Camoka  
Bunlar führerimin dostları 
haydi savaşın kara kurtlar haydi
bu nihai   savaş 

Führer için savaşmak ne  güzel! )

Kara kurtlar bu marşı söyleyip karargahlarına giderken Celaleddin arkadaşı Kürşad a  döndü.Kürşad arkadaş grubunun bilgesiydi.
-Söylesene  Kürşad  bu führer denen adam  nasıl geri dönmüş ? 
-Aslında bunu  getirenlerin fikri onu kullanmakmış.Fakat şeytan insan a  kendini  kullandırdır mı? Tabi ki de hayır !Tabi führer bu  adamları yok edince Eric denilen askeri sayesin de askerlerini  ve  genel vali yapacağı şahsiyetleri  ruhlar aleminden geri getirmiş.
-Bizim genel vali Sezar gibi 
-Evet aslında Jul  Sezar  bilinmeyen bir tarihte Roma imparatorluğu denilen bir imparatorluğu yönetmiş.Fakat führer bunu geri getirince sadece Makedonyadan başlayıp Suriye de biten   eyalete hakim 
Peki bu adam nasıl durduralabilir?
-Bildiğin gibi bu adam Cengiz in bedeninde olduğu için onun kaderini yaşıyor.Bilgeler der ki  buadamı Celal mi Celaleddin mi öyle bir adam durduracakmış 








                                  2

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Ramazan   davulcusu denilen   kültürsel gelenek her gelenek gibi yozlaşmıştır..Artık mani yok para kazanmajk isteyen açgözlü davulcu var
İnsan  aslında hiçbir zaman yalnız değildir.Kapitalizm insanları  yalnız hissetirip  bu hissi ise maddiyatla yok etmeye kalktı .Fakat hiçbir maddiyat insanın hislerini yok edemedi.Kapitalizm in bu oyunu yüzünden  modanın   her  kıyafetini   takip eden televizyonda ki her dizi yi  takip eden dışardan bakıldığında   varlıklı fakat  ruhu kokuşmuş düşünme yi unutmuş   cebinde para olmadığı  halde son model apple Iphone markalı telefonllar kullananlar türedi .

23 Temmuz 2012 Pazartesi

                                                                   Geri  Döndüler
-Efendim galiba bulduk.
-Ciddimisin? İşte bu 15 yıllık araştırmanın sonunda   Dünyayı titreten çekik gözlü şeytanın mezarını bulduk.Peki nerde buldunuz?
-Efendim dağları geçtikten sonra.Bir kaynağın  bittiği  yerde  gömü gördük.İlk önce sadece bir tümsek olduğu   kanısına vardık.Fakat efsaneyi hatirlayınca burasının  olabileceğini düşündüm.Emir verip kazdırınca içinden bir ceset bulduk.Gizlice alıp  laboratuvara götürüp etlendirince Cengiz hanın resimlerine   benzer bir yüz  çıktı.Bizde  etlendirmiş şeklini dondurucuya koyduk .Artık   içine bir ruhun  gimesi için   hazır .

-Tamam o garip adamı getirin.
Kapıyı açıp koridora bağırdı.
-Herr.Eric Zackermann  bitte punkt
Kirli bir hırkayla pis sakallı  bir adam koridordan ilerleyip  geniş odaya  girdi.
-Bay Thomas geldim.Fakat sizi uyarıyorum o şeytanı Dünya ya geri döndürsek  kurulu  istediğiniz işleri yaptırmaktan başka   bütün Dünyayı ele geçirmeye kalkışır.
-Metin olun Eric .Yıl   1930 lar değil.O şeytanı durduruz.Çevir Adam
Adam Thomasın dediğini çevirdi.
-Söyle şefine günah  benden gitti.

Zurück an den Führer, O Welt der Geister(Ey Führer ruhlar  aleminden geri dön )
Eric bunu 4 -5 kez tekrarladı.Bir anda kürenin içinden beyaz bir ışık ortaya çıktı.
-Mein Führer Geben Sie die Leiche im Bett (Führerim yatakta ki cesete girin)Küre deki beyaz ışık cesetin içine girdi.Yatakta   ki  beden kalktı.Cengiz  han   bedeni kalktı.Ve sert bir el hareketiyle  elini öne kaldırdı.Ve 
-Heil führer sesi  koridoru ve odayı inletti.
                                                          1
Size bir soru bir adam   zamanda ileriye gidip   kendi  kızıyla  evleniyor.Ve çocuk yapıyor.Sonra pişman olup   geri dönüyor.Ve zaman  makinesine binen kendisinin  makineye binmesine  engel oluyor.Şimdi kızın eşi kim ?
Counter Strike taki Rehinenin dramı:

"Merhaba.Ben Contuer Strike'deki turuncu kıyafetli dazlak kafalı rehineyim.Tam 12 yıldır bazen aynı adamdan 10 larca olan Teroristler tarafından harabe bir binada nasıl oluyorsa son teknolojiyle donatılmış ama kapısında şifre dahi olmayan bi odanın içinde rehin tutluyorum.

Hemen aynı odanın içindeki yan bölümde benden bir tane daha var.Aynı adamdan bazen onlarca olan tam teşkilatlı Counter timi bizi kurtarmak için O teroristlerle 12 yıldır savaşıyor.

Binanın içine giriyorlar ve bazen bütün teroristleri öldürdükten sonra ya oyun bitiyor ya da odanın içine giriyolar ve bacağıma,gövdeme,koluma,kafama bıçak saplamalar olsun,bellik silahlarıyla topuğuma kafama sıkmalar olsun böyle çeşitli işkencelere maruz kalıyorum.

Bazen iyi taraflarına denk geliyor olmalıyımki beni alıyolar ve bir başka binanın içine sokmaya çalışıyolar.Tam bu sırada ya Teroristler tarafından öldürülüyorum ya da o binanın içine kapı dahi açılmadan birden içine ışınlanıyorum sanki.Evet 12 yıldır ne ailemden haber var ne çocuklarımdan.Oğlum Tony okulunu bitirmiş evlenmiştir herhalde.Bunları anlattım ki 12 yıldır neler çektiğimi bilmenizini istedim..."

Facebooktandır
Merhaba Blog Dünyasının müdavimleri ! Ben ne yaptuığı bilinmeyen adam! Evet sevgili blog  Dünyası  ilk  yazı olarak internet denilen sihirli Dünyayı ele almak istiyorum.Öncelikle internet olmadan önce Dünyanın nasıl olduğuna bakalım.: Söylemlerini televizyon haberlerinde ki  3 4 dakikalık haberlerle anlatmaya çalışan Muhalif gruplar;gözetim altında bireyler..İnternet Dünyaya  hakim olduğunda ise onlar rahat bir  nefes aldılar.Artık muhalif  gruplar istedikleri söylemlerini halka  ya da Dünyaya daha  kolay ulaştırabiliyorlar.Gözetim altında kalmıışlar için ise intenet  özgürlükler ülkesi  kavramıyla eşdeğer .İnternet ayrıca herkesi kendisinin kahramanı haline getidi.Çünkü önceden  dizi kahramanlarıyla avunan adam şimdi face de ki hesabında Twitterinda  blogunda  yazı yazıyor.Oralara video yüklüyor.Ve onunda hayranları oluyor.O da tabiri caizse bir artist oluyor. Vakit bitti görüşürüz.