28 Şubat 2014 Cuma

 

      Gezerken  Mazi aşiyanını
Bir ataş  içinde buldum Kırımı

Heyhat   olmuş Deşt i Kıpçak Ukrayna
ağlarken buluverdim  Giray hanı

Sorarım sana  a gardaş
bu  sana  revamı ?

 Çok evvel  akınlarda , çapullarda artık bıraktığın
insanlardır şimdi Tatarın  baş düşmanları


Deme dimi  Gazai ' Râyete meylederiz kamet-i dilcû yerine Tîğa dil bağlamışız kâkül-i hoş-bû yerine'
Öyleyse kalksa , kaldırsa Tuğ u Kırımı


Heyhat ! Tuğ çamura  batmış ,ağar Tamga
Kaldırsaya   evladı Tamgayı

Artık geçmedi mi senin göçlük devrin  ?
geçmedi mi Türk  güçlük devrin ?
Ülküler geçer toprağı





                                                                Zemheri Kuyusu
  Sahnede çağın delisi yahut velisi Fuat Çınaraltı .Ve onun güzeller güzeli sevgilisi  Hayrünnisa hanım .Homo Tutunamos  türünün son  örneği Fuat bey bize kuyunun dibinden bağırır ; Türk milleti öldün .Neden ? Çünkü Çinin  dandik malını ,Rusun süslü karısını ,Abd her türlü haltını aldın..Fuat Çınaraltı , başı ağrıyanların  son temsilcisidir.Edebiyatımız  hayaletler tiyatrosudur.Her kahramanımız biraz öncekine benzer .Çınaraltı   milli bir  Grigor Samsadır.Zaten aydının  kaderi odur.En çok o acı çeker .Fakat yaranamaz .O her zaman ailenin  şey çocuğudur .Sadece  şey. Aydınımızın kaleminin mürekkepi kendi  kan yaşıdır. O fildişi kulesinden yahut Yeraltından kitleyi izler.Ve bağırır , dövünür .Fuat Çınaraltı   kendi zihin kulesinden  kitleye bakar ve bağırır .Romanda bir   tevafuk zinciri okura sunuluyor.Her olay  büyük mabedde kendine yer buluyor.Fuat bey   bilimkurgu en büyük fantezisini gerçekleştiritirken yakın tarihin  en büyük faciası vuku bulur .Fuat Çınaraltı  dostlar kahvesinden Peyami - Necip çekişmesi izliyor dursun , 21.yüzyılın kapısında olan Türkiye başına gelen bu facianın sebebini harıl  harıl araştırır. İşin tuhafı  aynı arama 1894  yılında da vardır.Yani  değişen tek şey etiketler...

 Romanın karanlık ormanın  arka fonunda  meçhuller okucuya  en sert oklarını  atar, Tanrı bu ormanda bazen ayetleriyle  eksik ve tam olan en değerli eserine yol gösterir .Roman  başkahramanı  bazen  kabuslar görür. Öyle ki  Dünya çökerekn Dünyayı kurtaran  body li Yankee kardeşler değil  hu çeken erenler olur .Ama hep biri bağırır; Türk milleti öldün !  Belkide   ilk  aydınlarımızıdan  Yollug tigin  böyle konuşturur babasını ..


 Bilirsin her  halk hikayesinin  bir öcü , eren takımı mevcuddur .Bu  hikayenin  öcü Deli Mehmed  ,ereni ise  Takunyalı evliyadır .  Takunyalı Evliya ve onun sadık koruması Deli Mehmed   belki bizim -Allahtan- Asrileşmeyen  tarafımızın timsalidir.Gelişen Dünyada  bu iki motif köşesinde maçı ağlar gözle izlemektedir . Takunyalı evliya  açılıp okunmayı bekleyen  manevi hazinemiz , Deli Mehmed ise onun yılmaz koruyucusudur.Roman yazarı olan Metin Savaştan tek isteğimiz kaleminin açık olmasıdır

Bilim  doğanın içinden kopup geldi.Heyhat ki ;Şimdi  ise 4 odalarına hapsedildi .
Nefret duyuyoruz.Çünkü insan  tabiatında  iki ateşleyici güç vardır ; Nefret ve sevgi .Nefret duyuyoruz .Çünkü işlerimiz artık sevgi ile olmuyor .
  Avrupa bir  ordular ve facialar sergisidir. Napolyon Waterlooda yenilrken , Uzaktan onu Mağrur Sezar izler.Ve Berlin meyhaneleri  rahminden yeni bir facia  doğurur.