28 Temmuz 2015 Salı




               

30 Mayıs 2015 Cumartesi

                                                          Woody Allen : Men in Glasses
                                                           
                                                               Examination
                                                                       1
   He is nt my hero.He is not  an important person just it  ''Woody Allen ''.He was  born during  2.World war.That time Usa ; Adminastaror  created  new consumer  society,created  a new marketing   tactics



  Allen s first  film characters   midde class people.But they make queer things.And the films  dialogues are very pesimistic  and philosopic  .Ex ;İs tells  in  his Annie hall ;Unhappy artist  .Film s theme  is love and  loneleness  of an artist .


 But Allen s humuor  is very different and not usual .He writes   his own stories .



 

29 Mayıs 2015 Cuma

 Mantık   pasifisttir. Şiddete meyilli olan   duygularımızdır.Başımıza bela açan  kontrol edemediğimiz  duygularımızdır.Aşk bunun en bariz örneğidir. Aşkı ele alalım ; Zamamızı bir kişi uğruna  veriririz.Kişinin bize ilgi göstersin diye  yapmadığımız şey kalmaz.Lakin sonuç ;Sadece cinsel birleşim değil , karşı tarafın  seni kabullenmesidir .Karşı tarafa benliğini kabul ettirme bütün ilişkilerin kökenidir ...

15 Mayıs 2015 Cuma

                                                 POPÜLER KÜLTÜR VE APTALLAŞAN
                                                        İNSANLIK
                                                      1.


   II.Dünya savaşı sonrası  Dünya nın nabzı  New York  ve Moskovadan atmaya başlamıştı .Bununla beraber   kavramlar  ve  insan davranışları değişti.Muktedir ve   şirketler    30 larda  tasarlanan tüketici insan modeli projesini hızlandırdılar.Ruh biliminin öncülerinden Freud un    fikirleri    şirket ve İktidarların eline geçti.İnsanların bilinçaltına girildi .Onların düzen  uyması için güdüleri ele geçirildi ve bir kuşak tasarlandı .İşte bu kuşağın kültürü Popüler kültürdür.İdareciler ve patronlar   bu kültür için    değerler yarattılar ;Moda gibi .Amaç insanın irrasyonel   taraflarını doyurmak ve   doyururken kendi ürünlerini aldırmaktı.

Popüler kültür  ve onun  yancısı pop müzik  insanı farkındalık  vermez.Sadece doyurur .Moda   insanı  uyuşturur .  Giysileri Tanrılaştırılıp   onlara  taptırılıyor insanlık .

24 Nisan 2015 Cuma

Yalnızlık en  büyük cehennemdir.Çünkü yalnızlık  insanı pişirir.Yalnızlık  en iyi okul...Öğretmen sensin öğrenci sensin.En kötüsü de kendi kurduğun bu okuldan mezun olma zorunluluğu...

23 Nisan 2015 Perşembe

AŞK; cinslerin cinsellik dürtülerine giydirdikleri giysilerdir.yani birey , zihninde bulunduğu cinsellik dürtüsünü tatmin etmek zorundadır.bunu ilk çocukluk çağlarında göremeyiz.ama ergenlik döneminde bu dürtü şekillenmeye başlar .burada en etkili olan çevredir.şekillenme sırasında en önemli olan ; anne ve çevredir .bireyin (eğer erkekse) ilk eş profili anneden ilham alarak oluşturmaya başlar .kız ise baba ve diğer akraba erkek üyelerden oluşur .yani yıllar boyunca aradığımız ideal erkek yahut kadın aslında ailesindeki ve çevrelerin komposizyonundan başka bir şey değildir .kısaca ; aşk cinsel dürtüerimizin çevre etkisiyle şekilenip dışavurumudur.



12 Nisan 2015 Pazar


 HDP bu yıl  %10 unu geçer hacilar ; Çünkü   HDP   hareketi   küskün solcular   ve  ''tarafsız'' ve ''bunalımda'' olan gençler in ve  Türkiye de   Chp ye küskünleri topladı.İlk başta bu hareket Kürtçü kimliği toplayan  bir hareketti .Ancak  görünen çıktığı çekirdekten  uzaklaşıp   Sol   parti olmaya yoladı kendini .Böyle giderse ilerde Batı kesiminde  kemik Hdp seçmeni oluşacak .

25 Mart 2015 Çarşamba

    Bir arkadaşım   hayattaki tek gerçeğin ölüm olduğunu söyledi .Yanlış hayatımızı  yönlendiren tek gerçek ölüme olan    önlenemez korkumuzdur.Bizi hareket ettiren,  sevdiren  uçtan uca koşturan budur . Acılarımızdan  yakınırız,lakin  onlar olmasa  bir hiçiz biz .Çünkü  hep mutlu olan insan  ne kadar korkunç ve aciz ! Yazık !

27 Şubat 2015 Cuma

Doğu Türkistan ses kaydı

 Şiddet çaresiziktir .Dikkat edin şiddeti kullanan insanlar  kartşı görüşlü insanlarla fikir sunamayacak insandır.Ve her şiddeti kullana  göre yaptığı ''Ulvi'' bir amaç ve mağdur yapılan şiddeti haketmiştir.Şiddet olayları her daim  belirli bir ideal adına yapıldığı iddasındadır .Oysa ana amaç  menfaatlerdir.Çünkü her ideal  insan ve  insanlık içindir.İnsanlık kendini şiddetle değil diyalogla savunmalıdır .

18 Şubat 2015 Çarşamba

  
   Yapay zekalar gün gectikce hayatımızda yer edinmeye devam ediyor.Yapay zekanın tanımını yapacak olursak bizi anlayabilen işitebilen ve söylediğimiz komutları yerine getiren makineler diyebiliriz kısaca.Ama gün geçtikce ilerlemekte olan yapay zekalar internetle bağlantılı bir şekilde çalışması gerekecek eğer biz bu yapay zekayı insan formundaki bir robotta kullanmaya kalkarsak işte o zaman tehlike büyük. Bildiğiniz gibi firmalar yaptıkları makineleri internet üzerinden güncelleme yoluyla hatalarını gideriyor , yeni özellikler ve performans artışı sağlıyor bunu yapabilen bi firmanın güncelleme sisteminin hacklendiğini düşünürsek işte o zaman durum vahim hacker'ların kendi geliştirdiği korsan bir yazılımı yapay zekalara aktararak o robotları birer savaş makinesi haline getirebilir o yuzden teknolojimizin çok daha fazla gelişip hacker ların giremeyeceği bir sistem oluşturulması gerekli yani insan formundaki bir yapay zekalar için çok erken.    

                                                                                                         SWAY        
http://techno-head.blogspot.com.tr/

14 Şubat 2015 Cumartesi

                                                          14 ŞUBAT  VE ÖZGECAN
 

     Bugün biliyorsunuz  14 Şubat ... Dazlak erkeklerle süslü   kızlar  sokaklarda ellerinde hediye dolaşıyorlar .Aşk sözleri falan .Bugünün anlamına binaen   14  Şubat  ın nerden geldiğini yazacam  sıkı durun ;  Antik Yunan ve Romada  Şubat aylarında bereket festivalleri  kutlandı .Tanrı Lupercus (Bereket)  un  bayramı sayılırdı . Rahipler  keçi hayvanını Bereketler Tanrısına kesip  derilerini kafasinin üstüne koyup Roma sokaklarında dolaşıp bir çok  insana dokunurdu Hatta kızlar  ileri çıkıp  bereketten pay almak için  uğraşırlarmış .Fakat bu bayram 15 Şubattır .Daha sonra  Hristiyanlık döneminde ilk önce    yasaklamış , sonra  efsaneye karıştırarak   Hristiyan kültürüne girmiştir .Hikaye şuıdur ; Derler ki Valentine diye bir  papaz  8.yüzyılda (tahminen)   bir kıza aşık olmuş  aşık olduğundan ötürü   yok edilmiştir.Bundan önce  14 şubat  kuşların çifleşme  günü olarak kayıtlıydı ( 1381)   Derler ki ; Valentine asıldıktan sonra    cebinden  bir aşk mektubu çıkmıştır .Bu olaydan sonra Valentine   bir hristiyan büyüğü olmuş  ve  aşk konusunda yardımcı gibi görülmüştür .Her hristiyan dındırısı gibi   gibi  bu da putperest  Romadan kalan bir adettir . Zaten Hristiyanlık = Düzenlenmiş  Roma -Yunan -Mısır kültürüdür.Hristiyanlık   (eski internet cafeciler bilir) çeşitli kültürlerin toplamasıdır.
 
  Bi de bunun  bile bir kıymeti vardır.Yani  14 Şubat diye genç kıza kocaman ayıcık alırsan abicim  durmaz  Valentine üzerine alewlü   gül atar . Kutlayacaksın öp partnerini flörtleş git  yav ! Neyse  ...


     Diğer konu  bugün duyduğum   bir insanlık faciasını    yazmak istiyorum .Son yıllarda  artan bu kadın cinayetleri (Aslında cinayetin cinsiyeti olmaz ama )   düştüğümüz durumu gösteriyor .Herşey gibi bu da olduğu gib tamamamen eğitim sorunu .Se n karşı cinsi sadece seks makinesi olarak gören insanlar olarak yetiştirirsen ,bir tarafgın mabadını büyütüp alçaltısan  olacağı budur .Şunu anlamamız gerek ; Kızla  erkeğin arasında  bir yükseklik ya da alçaklık  yoktur.Bir insanın cinsiyeti onun iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmez !!!!


1 Şubat 2015 Pazar

                                              Doritosla Dünya Kurtarma Sanatı
                                                                2
 

      Esen bir günde  hepinize esenlikler ; Yarı özgür ülkemizin , full-time  goygoya  eğilimli gençler  özgürlük hayallerini internete  gömer .Bu kötü bir şey mi ? Duruma bağlı .Bu cümle sizin gibi ben de kıl olurum. Ama gerçek bu insanlık  kendi imal ettiği  durumlara mahkum .Neyse demokrasi  ve milliyetçilik alanında (tabi yaptığı  kendinin ve ailesinin  milliyetçiliği) full  çeken Recep ağa
Çanakkale gösterilerine Sarkisyan ağayı  çağırmış  ama bu  destanı yazan  millete yasaklamış .İyi etmiş , zaten  İ-Phone  dahileri tenager   gençlik pek de böyle eski şeylere  rağbet etmiyor.Fakat  bazı kafatasçılar  kalkıp homurlanıyor .Ah ah bu gamalistler baylar  gıdı gıdı Halife Recep ağa üstün zekasını anlamıyorsunuz .O Recep ağa ki sahnelerin aranan prensidir .Son olarak şunu aktarıp tımar edildiğim yere çekileceğim ; Recep  ağa  bize Çanakkale gerekmez.Gerekli olan o zaferi oluşturan malzemedir .Yani böyle devam ,çünkü o malzeme hala bizde
hadi ağam öptüm bıyıklarından !!!!

31 Ocak 2015 Cumartesi

                                                     Siyasi yazılar
                                                   Avrupa da    Sol mu Şaha Kalkıyor ?                                                                          Yoksa  Umut mu ?

     Biliyorsunuz  Avrupa nın şimarık evladı  Yunanistan da Aşırı sol diye söylenen       bir parti kazandı . Ve bizde sol  (CHP ve HDP  bilhassa )  ağızlarını şapırtada  şapırtada   hayaller  kuruyorlar . Peki hakikaten    Rum yoldaşlar Yunanistan ı  kızıl bir gezegen  mi olacak ?   Bir kere Çipraz a ilk eleştiriler  bazı komünistlerden geliyor .Sebebi ; Çipraz ın   üslupunun  populist olduğu yönündeki iddalarıdır.Bu iddaların sebebi  Çipraz ın   bilindik sol partiler gibi değil    sol dışında ki kitlelerle birleşme başarısıdır .Bunu tetikeyen ;Yunanistan ın   ve genelde Avrupa nın   içine saplandığı  krizdir.Avrupa ya da Dünyada   20.yüzyılın  ikinci yarısından sonra  uygulanan Neo Liberal  politikalarının  2010 da çökmesidir .Bunun bir en büyük örneği ; Komşu Yunanistandır .Yunanistanda yıllardır     aşırı  refaha alışan kitleler  2010 da balonun patlamasıyla  sinirle sokağa çıktı .Ve Çipraz  bu rüzgarı  görüp   halka umut  verdi .Yani   SYRİZA nın  belirli bir sosyalist  programı yok .

     Bununla beraber   şu an Avrupa için tekrar sol ( Klasik değil)  söylem bir umut  kaynağı olacak .Bunu yakında İspanya BODEMOS örneğinde göreceğiz .
Benim kanaatim Güney Akdenizde bir Sol kuşak oluşması   muhtemeldir .

Türkiye eğer  muhalefet kazanmak istiyorsa    koltuk altına değil  geniş kitlelelere açılmayı denemelidir .
                                          N.B.Ş


30 Ocak 2015 Cuma

                                                    Doritosla Dünya
                                                     Kurtarma Sanatı

  Quantik dünyada balık kokan bir  kahvehanede  sonlu dünya nın  sonsuz dertleriyle içli dışlıyız.İnsanlarımız -Gerçi ne kadar  bizim , bize hala  omeglede bana bakan  kızla aynı soğukluklar.-  onlardan olmayan  dertlerimizi küçük görerek  bizi yabancılaştırıyorlar . Önceden bu beni üzerdi .Fakat aynı  bir zamanlar  ölüm korkusu gibi  geleceğe gibi  erteledim . Bu hüznü  en mutlu olduğum güne ,ölüm korkusunu ise  öldüğüm güne ... Neyse izninizle kafanızı açayım dostlarım ; Gerçekler insanları tatmin etmez.İşte o yüzden aşk acısı ,keder ve arabesk (Kusura bakmayın babalar )   bize daha iyi tatmin  hissi veriyor .Evet  dostum ağlamak haz verir .Oysa gerçek basit bir sıvı alışverişidir .Gerçek her dem basittir . Biz homo sapiens  hanesi   basiti sevmeyiz .

 

  Off ! Dünya hala gri karanlığa gömülü  ve benim gömlek baklava desenli .O zaman yaşasın Baklava desenli  .Eyy Dünyanın baklava desenli  kazakları hepiniz cansınız
                                                         N.B.Ş




29 Ocak 2015 Perşembe

                                                      ÇAĞLAR  ARASI İNSAN VE
                                                        AYDINLANMA TÜRLERİ

İnsanlık tarihi başı belirsiz sonu tahmin edilmez bir deniz...  İnsan bu süreçte her dem bir arayış ve kavgada. Değişen sadece ''değerli'' oyuncakları.Dünyanın ortasında öylece duran kendi değerini bulma peşinde .Tabi dekor ve sahne değişti değişiyor.Zaten değişim fıtratta var.Bu yazıda aziz dostlar  çağlar boyu insan tiplerini  ve onların aydınlanmalarını (burada aydınlanma ; İnsan ın güncellikten çıkıp hikmeti bulma süreçlerine verilen yakıştırmadır .)  sizin  gözlerinize sunmaktır ;

 İnsanlığın başlarında yani   yazı nın  ve teşkilatlanmanın olmadığı demler  İnsan  bu yeryüzünde  tek başınaydı ve   doğayla  içiçeydi .Diyebiliriz ki    teşkilatlanmadan ve yazıdan önce  her insan bir mucittir.Çünkü ; O dönem  insanı hiçbir baskı  ya da öngörü tutmuyordu.Onu tutacak önemli bir baskı olan Tanrı inancı da daha çok doğada ki  güçlere atfedilmiştir.İnsan bu dönem  doğayı irdelemiş ve ilk değerleri ortaya koymaya başlamıştır .Bu dönem  insanın hayatı bireysellik üzerine  kuruludur.En büyük cemiyeti kendi ailesidir.Kazandığı uğruna plan kuran yoktur .Bu dönem en büyük düşmanı doğa ve diğer yabancı insanlardır .Buna misal istersiniz Neartandellerin yok oluşunu  araştırın
Yazı ve Teşkilattan Sonra İnsan ve Aydınlanması
İlerki dönemlerde  İnsan nüfüsu çoğaldığı için  ilk önce  anlaşmak diğerleriyle .Bu yüzden  ilk ilkel   yazı ortaya çıktı .Ve ilk eserler  genellikle güncel hayat ya da semavi şekillerdir .Anlaşmak isteyen İnsan  bir yandanda anlamakta istiyordu .İşte bundan dolayı din denilen kavram  burada girer .Yani biraz Comtece söylemeliyiz ki  Kişi nin  ilk aydınlanması din olgusuyla olmuştur .Çünkü din hem düzenliyor hemde disipline ediyordu.Bu devirde  Kişi artık doğada yalnız değildi .Çünkü nur topu gibi Toplum doğmuştu.Artık kişinin omuzlarında topluma entegre olma yükü konmştu .Bu devirde ahlak denilen toplumsal kurallar doğmuştur .Toplum kavramı artık  milleti de yanında getirir .Çünkü beraberlik söz konusudur .
  Bizler  Hayvanlar alemindeniz. Bizi yanıltan  ya da onlardan ayrı olduğu yanılsamasını  sağlayan aslında evrimde  sürekli gelişen organizma olan Akıldır .Her hayvanda bilinç vardır .İnsanı farklı kılan  aklını kendisi ve  doğa için kullanmıştır.Nedeni ; Biz  tarihsel sürecimiz başladığında belkide en    savunmasız varlıklardık.Fakat doğa ile olan mücadele  farkına varma yetimiz arttıkça arttı. Bundan ötürü diğer canlılardan farklı olan   farkındalık yetimiz sivrildi .Ve medeniyetler kurduk .

    Evrimsel süreçte belki de torunlarımız farklı görünümlere sahip olacaktır .

25 Ocak 2015 Pazar

                                                         Bu Kuşağın Alın yazısı

  Her kuşak diğerinden bir miras almıştır.Her asır  onu yaşayan bir vazife  bağşetmiş .İnsanlık tarihi  toplulukların bir amaç için ter ve kan dökmeleriyle geçmiş.Eski asırlar din ve imparatorluk için dökülen kan kokularıyla dolu yakına gelirsek  Ulus ve Özgürlük için   kanlar  akıtılmış.20.asır ise yeni dinlerin savaş çağıdır.Bunlara ideolojiler diyoruz . Şu  asrın evlatları  ise daha acı bir konumda .Çünkü   savaşacağımız yada  mücadelesini edeceğimiz her görüş daha önce  tükendi .Hiç birinin bir  inandırıcılığı kalmadı .Bir zamanların tabuları şimdi gereksiz bilgiler olmuştur .Bu asrın  evlatları en zor savsaşı vermekteler;Bireysel kavgalar  .Artık tek önemli olan insanca ve özgür olarak  yaşamaktır .Bu kuşapın alınyazısı ;Sadece kendi olarak  kalmak ve bunun için savaşmaktır.

17 Ocak 2015 Cumartesi

    Hafta sonunun benim gibi canı sıkılarak  geçirenler için 2   tane film önereceğim ;
 1.Zaman  Makinesi 1973
   Türk  yapımı olan bu  film  2013 yılında başlıyor . Konusu zenginlikle şımarmış olan  Tolga nın  babasının bıraktığı STC (Anadol)  marifetiyle 1973 e  gitmesini konu ediyor .Orda  babasının ailesiyle buluşan  adamımız  ın başından geçenler izlemek çok eğlenceli .
2.The Dictator
 
  2012 yılında çekilen film   Wadiya adlı bir Ortadoğu ülkesinin diktatörü Alaadinin  eğlenceli macerasını anlatıyor .Filmde bol bol  gönderme  görmek mümkün .Hem Arap diktatörlerle alay edilirken hemde  sömürgeciler alttan eleştiriliyor .İzleyin derim

13 Ocak 2015 Salı

                                                       Necip Mahfuz  
                                                                          Hicran
  
   ''Vicdan deyip durduğun aslında Nefsin Zabıtası !''

    Dönme Dolapta böyle diyor  der Necip Mahfuz lakaplı  Muhsin Topyıldız .Lakabını  Nobel Ödüllü  ünlü Mısırlı yazar  Necip Mahfuzdan alır .Kendisi Türkçe Rap camiasında kanaatimce ayrı bir yerde durur.Şarkılarında , rapin getirdiği isyankarlık  ve  sinirlilik var olmasına rağmen , o bunları daha çok dinleyicinin egosuna yahut direkt kendisine yönlendirir.Ülkemizde  rap yapan çok kişi var ve  çoğu sadece  ''Rapçi'' dir. Fakat Necip Mahfuz a  gönül rahatlığı ile sanatçı diyebiliriz.Onun farkı sadece ritime uymak için değil  dolu dolu  bir şeyler anlatmak istemesidir .

   Yeni albümü olan Hicran 7 şarkıdan oluşuyor. Bizi ilk karşılayan Sabah  şarkısıdır .Bu şarkıda  yine oklar   kendisine , kaderine  ve dinleyiciye gelir .Yeri gelir bizden   yardım ister ; ''Şans tanı ! '' Şans senin olsun .Sona doğru   yakınır ; ''Yeşil çayırlara süremedin şu kır atı ! '' .Bundan sonra gelen ''Dert'' şarkısı  hakikaten insanı dertli kılar .Oturur ve saydırır dinleyiciye . Aslında  yerdiği kendisidir de    çaktırmaz . Şarkıda   yavaş yavaş artan  iç öfke  ve tempo  bir bombayla sonlanır ;''Sen kimsin küçük çocuk  sana  gümüş tepsiyle  hayatlar vaad edilsin  ? '' Bu şarkının tek kusuru nakaratın fazla olması , bi de arkada ki müzik   şarkı bittikten sonra devam ediyor .Bundan sonra gelen  Liderle düeti olan Gönül şarkısında oklar  direk kendine doğrudur .Yaptığı  hatalar bir bir pazara  dökülür. Bu şarkının sade Necip mahfuz verse i ( bölümü)  şarkı görünümlü bir hayat muhasebesi... Ama Lider  şarkıyı rayından çıkartıyor .Olmasaydı da olurmuş .

 Hicran ise  bir Necip Mahfuz klasiği kızgın ama elleri çaresizlikle bağlı ; Tam  her şeyden bıkmış idim sesi geldi tutkunun '' İnsan tutku kölesi ! Allame ise zaten yavaş ve demli olan şarkıyı  arabeske çekmiş olmamış .Yabancı biraz daha  hareketli lakin  hedef yine insan hedef tahtasında . Biraz daha kavgacı  ama hala gamlı .Şarkının ikinci kısmı   bir uzun saçlıya çemkirme  sanki .Sessiz ise   Necip Mahfuz un   damgası gibi olmuş .Hele   araya giren kit şarkıyı daha  kaymaklı yapmış .Daha başlarken  bir yakınma sizi yakalar ;  ''Başın dönmeyecekse  niye var gökyüzü ? ''  Teşekkür ismiyle müsemma  son şarkısıdır .Burda rap mücadelesini  anlatır . .Gah kendini  yerer gah  özler .Sonunda teşekkürle bitirir.

Bende bu sanatçıya teşekkür ediyorum